İki sevgilinin bir pergelin ayaklarına benzetildiği bir aşk şiiri bugün bile son derece sıra dışı değil mi? John Donne’ın ‘’Bir Veda’’ adlı şiirlerinden biridir bu şiir. 17. yüzyıla aittir. Sone gibi katı kuralları olan formların, süslü mecazların hakim olduğu bir dönem düşünüldüğünde bu şiir son derece aykırıdır ve günümüz şiirine yakın bir özgürlükle yazılmış gibidir. 17. yüzyıl İngiliz edebiyatına damgasını vurmuş bir grup şair olan Metafizik Şairler’in dünyasına kısa bir yolculuktur John Donne’ın bu çok ilginç iki şiiri.
Metafizik Şairler terimi, şair ve eleştirmen Samuel Johnson tarafından, bu şairlerin eserlerinin karakteristik özelliği, süslü mecazların yaratıcı bir biçimde kullanımı ve aşk ya da din gibi konuların kurgusu dikkate alınarak, bir grup 17. yüzyıl lirik şiirini tanımlamak için ilk kez kullanılmış bir terimdir. Bu şairler resmi olarak bir araya gelmiş değildi, şairlerin çoğu birbirlerini tanımıyorlardı hatta birbirlerinin eserlerini bile okumamışlardı. İşte bu bütünlük eksikliği ve şairler arasındaki büyük tarz farkları göz önüne alındığında onları yaşadıkları dönemden dolayı “Barok Şairler” olarak adlandırmanın daha yararlı olacağı da öne sürülmüştür.
“En Büyük İngiliz Şairlerinin Yaşamları (1779-81) “ adlı eserinin Abraham Cowley üzerine olan bölümünde, Samuel Johnson, on yedinci yüzyıl başlarından “Metafizik Şairler” olarak adlandırılabilecek bir yazarlar grubunun ortaya çıktığı bir dönem olarak bahseder. Bu, onun ‘’metafizik’’ sözcüğünü gerçek anlamında kullanmayı amaçladığını göstermez; Johnson, bu ifadeyi kullanarak, John Donne hakkında şunları söylemiş olan John Dryden’ın nükteli bir sözüne gönderme yapar:
“Metafiziği yalnızca yergilerinde değil salt doğanın egemen olmasının gerektiği aşk şiirlerinde de kullanır. Oysa cinsi latifin kalplerini meşgul etmesi ve onları aşkın yumuşaklığı ile eğlendirmesi gerektiği yerde zihnini felsefenin güzel kuramları ile allak bullak eder.”
Büyük olasılıkla, Dryden’dan önce bir metafizik ekolü ya da “Metafizik Şairler” grubundan bahseden tek yazar, mektuplarından birinde ‘’Metafizik Fikirler ve Skolastik Nitelikler’’den bahseden Drummond of Hawthornden’dir (1585-1649).
Johnson’ın ‘’metafizik şiir’’ değerlendirmesi de özellikle onur verici değildir, çünkü şöyle yazmıştır:
“Metafizik Şairler’ bilim adamlarıydılar ve bildiklerini göstermek onların tüm çabasıydı. Ancak ne yazık ki şiir yazmak yerine bunu uyaklı sözlerle gösterme çözümünü buldular, yalnızca dörtlükler yazdılar ve çoklukla bu dörtlükler kulağa hitap etmek üzere yazılmış şeylerden çok onların uyak denemeleri olarak kaldı.Hatta modülasyon o kadar kusurluydu ki yalnızca heceleri sayılarak bu metinlerin şiir oldukları anlaşılabiliyordu. En heterojen fikirler zorla bir araya getiriliyor; doğa ve sanat betimlemeleri, karşılaştırmalar ve anıştırmalarla yağmalanıyordu. Bu eserlerin incelikleri şaşırtıcı oluyordu ancak okur genel olarak onlara hayran olmuyor, çok nadiren okuduklarını beğeniyordu.”
On yedinci yüzyıl İngiliz şairlerinin ‘’metafizik’’ türde yazdıkları konusunda akademik bir konsensüs yoktur. Colin Burrow, “Oxford Ulusal Biyografi Sözlüğü’nde, John Donne, George Herbert, Henry Vaughan, Andrew Marvell ve Richard Crashaw’ı metafizik şiirin ‘’merkezi isimleri’’ olarak tanımlar.
1921’de Herbert Grierson, diğerleri gibi yukarıda bahsedilen şairlerin de tarz olarak çeşitlilik gösteren ama aynı tanımlayıcı karakteristik özellikleri paylaşan şiirlerinin toplandığı “On Yedinci Yüzyılın Metafizik Lirikleri ve Şiirleri”ni yayınlar. Helen Gardner’ın “Metafizik Şairler Antolojisi” 1957 yılında yayınlanır, eser, William Shakespeare ve Sir Walter Raleigh gibi ‘’proto-metafizik’’ şairleri de içerir ve Edmund Waller ve Rochester Kontu’nu da kapsayarak Restorasyon dönemine uzanır. Burrow’un belirttiği gibi, Gardner’ın antolojisinde, Tüm varlıkları ile düşünen ve hisseden “Metafizik Şairler” on yedinci yüzyıl şiiri ile hemen hemen eşsüreli olarak ele alınır.
1980’lerle beraber, metafizik şairlerin önemine yapılan yeni vurgunun, Eliot ve takipçilerinin on yedinci yüzyıl İngiliz şiirini ‘’Yüksek bir Anglikan ve kralcı edebiyat tarihi’’olarak gösterme girişimi olduğu şeklinde bir düşünce vardır. Ancak Burrow’a göre, ‘’Metafizik Şairler’’ etiketi hala biraz değer taşımaktadır. Bir kere, John Donne’ın şiirinin, onun tarzına öykünen sonraki şairler üzerinde dikkate değer etkisi ve on yedinci yüzyıl şairlerinin ‘’metafizik’’ sözcüğünü eserlerinde kullandıkları birkaç yer vardır. Bu, Samuel Johnson’un tanımının önceki yüzyılın şiirinde biraz dayanak bulduğu anlamına gelir. Ancak, bu terim, İngiliz şairlerini Kıta Avrupası ve Amerika’da aynı stilistik özellikleri paylaşan şairlerden yalıtmaktadır. Bundan dolayı, 1960’lardan bu yana, bütün bunları Barok şairler başlığı altında toplamanın daha yararlı bir biçimde kapsayıcı olacağı görüşü savunulmaktadır.
Bu şairlerin tarzlarının karakteristik özelliği söz oyunları ve metafizik mecazlardır – bunlar, Andrew Marvell’ın ruhu bir çiğ damlasına benzetmesi ya da Donne’ın ayrılığın sevgililer üzerindeki etkisini pergelin ayaklarının hareketi ile betimlemesi örneklerinde olduğu gibi zoraki bir biçimde bir araya getirilmiş ya da sıra dışı olan benzetmeler ya da metaforlardır. Johnson’un bu ekol için yaptığı spesifik söz oyunu tanımı: Bir tür discordia concors, birbirine benzemeyen imgelerin bir kombinasyonu ya da oldukça farklı olan şeylerdeki okült benzerliklerin keşfidir. Metafizik Şairler’in şiirleri yaşadıkları dönemin tarzından farklılık gösterir,bu şiirler geleneksel doğa imgelerine ya da klasik mitoloji anıştırmalarına daha az bağımlıdırlar. John Donne başta olmak üzere bazı metafizik şairler, Neo-Platonizm’den etkilenmişlerdir. Metafizik şiirde bulunan en önemli Platonik kavramlardan biri, sevgilideki güzelliğin kusursuzluğunun sonsuz alemdeki kusursuz güzelliği hatırlatma görevi gördüğü fikridir. Metafizik Şairler’in eserleri o dönemin bilimsel ya da coğrafi keşiflerine yapılan göndermeler ve bunlarla ilgili imgeler üzerine kuruludur. Bunlar ise çoğu zaman bir vicdan muhasebesi öğesini kullanarak dini ve ahlaki sorunları incelemek için kullanılır.
Grup, 20. Yüzyıl şiiri üzerinde, özellikle T. S. Eliot’ın, Metafizik Şairler’in Johnson ve çağdaşlarının onaylamadığı anti-Romantik ve entelektüel özelliklerini öven Metafizik Şairler (1921) denemesi ile büyük etki yapacaktır. Yeni Eleştiri’nin çoğu zaman metafizik şairleri, özellikle Donne’ı yeniden canlandırdığı düşünülür. Cleanth Brooks gibi eleştirmenler, bu şairlerin paradoks ve ironi kullanımına hayran oldu. Metafizik Şairler dikkatlice işlenmiş metaforları ile hayranlık uyandırdılar.
Önemli Metafizik Şairler
Robert Southwell (1561–1595)·
John Donne (1572–1631)·
George Herbert (1593–1633)·
Richard Crashaw (1613–1649)·
Abraham Cowley (1618–1667)·
Andrew Marvell (1621–1678)·
Henry Vaughan (1622–1695)·
Thomas Traherne (1636 ya da 1637 – 167·
Yazar : John Donne
Çeviri : Ayşe Ateşoğlu